Perşembe, Şubat 04, 2010
KLARRD'ın Kızıl Göğü Altında
Seslerin arasında duyulan çığlıklarda gizli bir antlaşma vardı sanki.Mor dağların kayalıklı eteklerine çarpıyordu bu çığlıklar.İki varlık sarp kayalıkların en dik yerini tırmanmaya çalışıyorlardı şimdi.Birinin gözü ötekinin kanlı ellerinde sessizleşiyordu.Belli belirsiz iki çığlık daha duyuldu ardı ardına ve çığlıkların tizliğinden kulaklar yıprandı.
Dağların ardındaki kuzeye uzanan Telerand gözcü kulelerinin üzerinde hava kızıl, mor ve maviydi.Gece henüz ilerlememişti ama renk oldukça karanlık gösteriyordu bu mekanı.Üstelik sol taraflarında kalan üç kulenin önünde kalan büyük kaya yıkıntıları da buradaki dördüncü kulenein akıbetini sorgulatıyordu akıllara.
Ormanın girişinde birkaç cüce dağın tepesine kadar tırmanmış olan iki yaratığı gördüler ve hemen baltalarına sarıldılar.bir elini kaldırıp el etti iki varlıktan bir;gözlerinde kan torbaları olanı.Yüzü tanınmayacak haldeydi ve gözleri artık görmüyordu muhakkak.Vücudunun her yerinde karga gagalarının açtığı yaralar vardı. Bu kadar dayanabilmesine kendisi de şaşırmıştı doğrusu.
Cüceler varlıkların gösterdikleri dostluğa aldırış etmediler, zaten şehirde korunabilesi bir şey kalmamış olmasına da dayanarak arkalarını dönmüşlerdi.Gökyüzü sesiz ve derin onlara bakıyordu.Dağdan inebildikleri vakit şehir tüm kapılarıyla kilit vurulmuş bir sandık gibi önlerinde duruyordu.
Sonra karanlık şehirden bir tek kapının açılma sesi duyuldu.İki varlık göğe bakarak selamlarını sundular.Yüzlerinde eğreti kahkahalarla açık kapıya doğru koştular...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder